
Konferans tercümanlarının neden saatlik ücret üzerinden çalışmadıkları konusu, ülkemizde uzun süredir merak edilen bir konudur. Özellikle simultane çeviri hizmeti almak isteyen kurumlar, tercümanların neden yalnızca 2-3 saat sürecek bir toplantı için yarım günlük veya tam günlük ücret talep ettiğini anlamakta güçlük çekebiliyor. Ancak bu durum, mesleğin doğasından ve profesyonel standartlardan kaynaklanmaktadır.
Simultane tercümanlık, serbest meslek (freelance) kapsamında yürütülen bir faaliyettir. Her serbest meslek gibi, çalışma süresi yalnızca “görünür zaman”la değil, hazırlık, seyahat, ekipman temini ve mesleki uzmanlık gibi faktörlerle de değerlendirilmelidir.
Tercümanın Toplantı Sırasındaki Süresi Görünen Kısımdır
Bir konferans tercümanının kabinde geçirdiği süre ya da çevrimiçi bir platformda çalıştığı zaman, mesleğin yalnızca görünen kısmıdır. Oysa tercümanın yaptığı iş, çoğu zaman bir buzdağının yalnızca su üstünde kalan kısmına benzer. Asıl büyük emek, toplantı öncesi hazırlık sürecine harcanır.
Çeviri yapılacak toplantının konusu, teknik düzeyi, sektör jargonu, konuşmacıların aksanı ve sunum tarzı gibi pek çok faktör, çevirmenin ciddi bir ön hazırlık yapmasını gerektirir. Bu da yalnızca toplantı süresiyle sınırlı olmayan bir emeğin ortaya konduğunu gösterir.
Hazırlık Süreci Neden Bu Kadar Önemli?
Bir konferans tercümanı, toplantı öncesinde şu çalışmaları yapar:
- Etkinlik konusuyla ilgili kapsamlı araştırma yapar
- Sunum dosyaları, teknik terimler ve şirket geçmişi gibi belgeleri inceler
- Gerekirse konuya özel bir sözlük veya terim listesi oluşturur
- İlgili konuşmacıların aksanlarına dair örnek videoları izler
- Olası kriz senaryoları için hazırlık yapar
Bu hazırlık süreci, toplantının süresi ne kadar kısa olursa olsun, birkaç saat ile birkaç günü bulabilir. Dolayısıyla tercümanın yalnızca toplantıda değil, öncesinde de mesai harcadığını göz ardı etmemek gerekir.
Neden Saatlik Değil, Yarım Gün veya Tam Gün Üzerinden Ücretlendirme Yapılır?
Uluslararası konferans tercümanlığı standartlarına göre, bir çevirmen için aşağıdaki iki temel zaman dilimi uygulanır:
- Yarım gün: 1 ila 3 saat süren etkinlikler
- Tam gün: 3 saat üzerindeki etkinlikler
Bunun temel sebepleri şunlardır:
- Hazırlık süresi sabittir: Toplantı 1 saat de sürse, çevirmenin hazırlığı 5 saatten fazla olabilir.
- Tek çeviri oturumu için başka iş alınamaz: Tercüman günün geri kalanında başka bir işe yetişemez.
- Zihinsel yoğunluk çok yüksektir: Simultane çeviri, yüksek konsantrasyon ve anlık karar verme gerektirdiği için fiziksel bir iş kadar yorucudur.
- Yurtiçi veya yurtdışı ulaşım zaman alır: Özellikle fiziki etkinliklerde, 1 saatlik bir toplantı için bile bir tam gün seyahat gerekebilir.
Bu nedenlerle, konferans çevirmenleri saatlik ücretlendirme yerine yarım gün veya tam gün esasına göre çalışmayı tercih eder. Bu uygulama, yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada geçerli olan profesyonel bir standarttır.
Bu Uygulama Hizmet Kalitesini Nasıl Etkiler?
Simultane çeviri hizmeti yalnızca “anlık çeviri” değildir; aynı zamanda bir bilgi aktarım sorumluluğudur. Tercümanın etkinliğe zihinsel olarak hazırlanmış, konuya hâkim, teknik terimleri bilen, konuşmacıları tanıyan ve gerektiğinde hızlı çözümler üretebilen bir kişi olması gerekir.
Saatlik çalışma modeli, bu hazırlık süreçlerinin ihmal edilmesine yol açar. Bu da çevirinin kalitesini, toplantının verimliliğini ve kurumun prestijini olumsuz etkileyebilir. Oysa yarım günlük veya tam günlük çalışma esasına göre planlanan hizmetlerde, tercüman sürece bütünüyle hâkim olur ve çok daha yüksek kalite sunar.
Kaliteli Simultane Tercüme İçin Profesyonel Yaklaşım Şart
Simultane çeviri, sıradan bir hizmet değil; yüksek uzmanlık, dikkat ve hazırlık gerektiren bir profesyonel faaliyettir. Bu nedenle konferans tercümanlarının saatlik değil, yarım veya tam gün esaslı çalışması, hizmetin kalitesini ve sürdürülebilirliğini garanti altına alır.
Etkinliğinizin başarısını riske atmamak için, yalnızca tercümanın değil, tercüme modelinin de profesyonel standartlara uygun olmasına dikkat etmelisiniz.